Monday, January 18, 2016

DESUGGESTOPEDIA


Bu metot (Celce – Murcia’nın isimlendirmesiyle Affective-Humanistic Approach)öğrenci duygularını ön planda tutar. Metodun yaratıcısı Georgi Lozanov’dur. Öğrenmeyi psikolojik durumumuz etkiler. Başarısızlık korkumuz bize sınır yaratır. Zihinsel yeteneklerimizin sadece 5-10 % kullandığımız için sınırları tekrar tekrar ilerletmeye çaba göstermeliyiz. Bu metodun amacı öğrenci duygularını iyileştirerek korkudan uzaklaştırmak ve öğrenmenin önündeki engelleri azaltmaktır. Mesela zihni sanat çalışmalarıyla uyarmak bu konuda işe yarayabilir.

GÖZLEM VE PRENSIPLER
1. Sınıf rengarenk ve aydınlıktır. Hoş bir ortamda eğitim kolaylaşır.
2. Posterler arasında bazı dilbilgisi yapıları bulunmaktadır. Öğrenciler dikkatleri dolaylı yoldan olsa da çevrelerinde sunulan her şeyden öğrenebilirler. (Peripheral – Çevresel Learning).
3. Öğretmen kendinden emin, tereddüt etmeden konuşur. Öğrenciler öğretmenin otoritesine güvenir ve saygı duyarlarsa daha kolay öğrenirler.
4. Öğretmen öğrencilere hedef dili öğrenmenin kolay ve zevkli olacağı izlenimini verir. Öğretmen öğrenmenin önündeki psikolojik engelleri kaldırmaya uğraşmalıdır. Bu çabaya “desuggest” denir.
5. Öğrenciler yeni ad ve kimlik seçerler. Bu şekilde öğrenciler daha güvende ve kendilerini ifadede açık hissederler. Farklı bir insanın performansını yansıttıkları zaman daha az çekingen olurlar.
6. Öğrenciler kendilerini öğretmene tanıştırırlar. Öğrencilerin öğrendiği diyalog hemen kullanabilecekleri dili içerir.
7. Melodi çalarken şarkı söylerler. Şarkılar konuşma kaslarını serbest bırakmada ve olumlu duygular hissettirmede kullanışlıdır.
8. Öğretmen uzun bir bildiri dağıtır. Yazının başlığı “to want to is to be able to”dur. Öğretmen öğrenme durumuna dolaylı pozitif fikirler sunmalıdır. Yapılabileceklerin sınırı yoktur.
9. Öğretmen kısaca bildiride anlatılan Ingiliz dilbilgisi ve kelime bilgisinden bahseder. Öğretmen dilbilgisi ve kelime bilgisini üzerinde çok fazla durmadan açıklamalıdır. Bu açıklamalar bildiride öğrencilerin kolayca bulması için farklı yazı şeklinde olur. Yazının bütünü ve parçaları arasındaki etkileşim önemlidir.
10. Pasajın her yerinde klasik resimler yer almaktadır. Güzel sanatlar öğrenciler için olumlu fikirler üretir.
11. Sayfaların sol kısmı hedef dilde, sağ kısmı ana dilde hazırlanmıştır. Anlamı çeviri yaparak en açık şekilde ifade edebiliriz.
12. Öğretmen bir melodi eşliğinde yazıyı okur. Sesini müziğin ritmine ve konuşma şekline uydurur. Iletişim 2 safhada yer alır. Birinde dilsel mesaj şifrelenir. Diğerleri ise dilsel mesajı etkileyen faktörlerdir. Müzik bu faktörlerden biridir ve öğrenciye öğrenmenin kolaylığını ve hoşluğunu ifade eder. Bilinç hali ve bilinç altında olan bütünlük ile öğrenme sınırı artar.
13. Ayı pasajı öğretmen farklı bir müzik ile tekrar okur. Bu psikolojik engelleri yıkmanın ve öğrenme potansiyelini açığa vurmanın bir yoludur.
14. Ödev olarak öğrenciler pasajı gece ve sabah tekrar okurlar. Bu zamanlarda (yatarken ve kalkarken) bilinçaltı ve bilinç hali arasındaki uzaklığın en azaldığı anlar olduğundan öğrenme daha kolay gerçekleşir.
15. Öğretmen, öğrencilere farklı karakterleri canlandırmaları için şapkalar verir. Öğrenciler diyalogu canlandırırlar. Rolü canlandırma öğrenmede eğlenceli bir yol sağlar. Hayaller öğrenme engellerini azaltır.
16. Öğretmen rolün seslendirilmesine duygularında katılmasını ister. Güzel sanatlar bilinç altına hitap eder bu nedenle mümkün olduğu kadar öğrenim sürecine katılmalıdır.
17. Öğretmen bazı soru-cevap, tekrarlama, çeviri gibi aktiviteler gösterir. Öğretmen, öğrencilerin aldıkları bilgileri aktif olarak kullanmalarına yardımcı olmalıdır. Bu aktiviteler tekrarlamayı mümkün olduğu kadar azaltacak şekilde çeşitli olmalıdır. Yenilikler kazanmayı kolaylaştırır.
18. Bir çocuk şarkısı öğretilir. Dilsel bilgiyi müzik ve hareketler destekler. Çocukça bir ortam öğrenmeyi kolaylaştırır. Öğretmene güvenleri bu ortamı daha kolay oluşturmalarını sağlar.
19. Öğretmen ve öğrenciler soru-cevap oyunu oynarlar. Böylelikle öğrencinin dikkati direk dilbilgisi formlarına değil, dilin kullanımına yönelir. Öğrenme eğlenceli olmalıdır.
20. Öğrenci hatalarını öğretmen yumuşak bir sesle düzeltir. Hatalar direk olarak veya yüzleştirme biçiminde değil nazikçe düzeltilmelidir.


PRENSIPLER
1.”Desuggestopedia” metodu kullanan öğretmenin amacı nedir?
Öğretmenin amacı öğrencilerin hedef dilde günlük konuşma kullanımını öğrenmeleridir. Bunun için öğrencilerin zihinsel güçleri açığa vurulmalıdır. Bu da öğrenmenin önündeki psikolojik engellerin kalkmasıyla ve beynin yakın-bilinç bölümünü çalıştırıcı aktivitelerle mümkün olur.
2. Öğretmenin rolü nedir? Öğrencilerin rolü nedir?
Öğretmen sınıftaki otoritedir. Öğrenciler ona saygı duymalı ve güvenmelidir. Güven duyulan kaynaktan bilgi daha kolay alınır. Öğrenciler kendilerini daha emin hissederler, daha az çekingen olur ve öğrenimi kendiliğinden çabaya gerek kalmadan gerçekleştirirler.
3. Öğretme-öğrenme sürecinin kendine has özellikleri nelerdir?
Öğrencilerin çevresel (peripheral) öğrenmelerinden yararlanmak için posterler hoş renkli ortamlar hazırlanır. Çevrede yenilik hissini yaratmak için posterler her hafta değiştirilir.
Öğrenciler yeni isim ve meslek seçerler ve kurs boyunca bu yeni kişiliğe bir özgeçmiş yaratırlar.
Öğrencilere verilen bildiri uzun diyaloglar (800 kelime) içerir. Diyalogların yanında ana dilde çevirisi vardır. Ayrıca dilbilgisi ve kelime bilgisi üzerine farklı yazım şekillerinde notlar vardır.
Öğretmen diyalogu, birinci ana ibareyi içeren (receptive phrase) iki farklı dinleti halinde sunar. Birinci dinletide (active concert), öğretmen sesini müziğin ritim ve tonuna uydurarak diyalogu okur. Bu yolla öğrencilerin beyinlerin tamamı aktif olur. Öğrenciler bildiriden takip ederler ve çevirisini incelerler. Ikinci dinletide (passive concert) ise öğretmen normal sesle diyalogu okur. Ödev olarak da öğrenciler yatmadan önce ve sabah kalktıklarında diyalogu okuyacaklardır.
Ikinci ana ibare ise (activation phrase) yeni konuda öğrencilere kolaylık kazandıracak rol oynama, oyunlar, şarkılar, soru-cevap gibi alıştırma çalışmalarıdır.
4. Öğretmen-Öğrenci ve Öğrenci-Öğrenci etkileşimi nasıl olmalıdır?
Öğretmen etkileşimi onlarla bir bütün olarak ve bireysel olarak başlatır. Ilk zamanlar sessizce veya öğrendikleri birkaç ifadeyle karşılık veren öğrenciler daha sonra hedef dili kontrol etmeye başlarlar.
5. Dil ve kültür nasıl görülür?
Dil iletişimdeki gelişmenin birinci safhasıdır. Ikinci safha ise dilsel mesajı etkileyen faktörlerdir. Örneğin; Birinin kıyafeti veya davranışları diğerinin dilsel mesajının nasıl olacağını etkileyebilir. Hedef dili kullanan insanların günlük yaşamı ile ilişkili hedef dil öğrenilir. Güzel Sanatların kullanımı da etkilidir.
6.Dilin hangi alanları ve özellikleri vurgulanır?
Kelime bilgisinin üzerinde durulur. Metodun başarısı hakkındaki talepler verilen kelime bilgisinin çokluğuna odaklıdır. Dilbilgisi de apaçık fakat az düzeyde verilir. Öğrencinin bilinci dilin yapısına değil de kullanımına odaklanırsa başarı artar. Daha sonra beynin yarı-bilinç hali dilbilgisi kurallarını kendiliğinden içine alacaktır. Konuşma da vurgulanır. Ayrıca öğrenciler hedef dilde okur ve yazarlar.
7.Öğrencilerin doğal dilinin rolü nedir?
Diyalogların anlamlarını açıklamada ve gerekli görülen yerlerde ana dil kullanılır. Kurs ilerledikçe öğretmen ana dil kullanımını azaltır.
8.Değerlendirme nasıl yapılmalıdır?
Değerlendirme test ile değil de öğrencinin sınıf içindeki performansı gözlenerek yapılır. Test öğrenmeyi hızlandırıcı rahat sınıf atmosferini bozar.
9. Öğretmenin öğrenci hatalarına tutumu nasıl olmalıdır?
Hatalar tatlı, yumuşak bir sesle düzeltilir.

TEKNIKLER :
Positive Suggestion :Fikir verici faktörler yaratmak öğretmenin sorumluluğundadır. Böylece öğrenmenin önündeki engeller azalacaktır. Bu direk yolla olabilir, örneğin öğretmen öğrencilere başarılı olacaklarına dair destek verebilir. Ama öğrencinin alt-bilincine hitap eden faktör daha etkilidir.
First Concert (active concert) :Öğretmen diyalogun hikayesini ve dilbilgisini tanıttıktan sonra okur. Öğretmen müzik eşliğinde diyalogu okur. Klasik – Romantik periyot tavsiye edilir. Öğretmenin ses tonu müziğe göre artar veya azalır.
Second Concert (passive concert) : Öğretmen normal hızda melodi eşliğinde okur. Ama müzik tonu ile değil. Öğrenciler neşeli bir ortamda yüksek sesle diyalogu canlandırır. Neşeli, üzgün, sinirli duyguları kullanılır.

Saturday, January 16, 2016

Communicative Language Teaching


Şu ana kadar öğrenilen metotların çoğunda öğrenciler için amaç, hedef dilde duygularını serbestçe ifade edebilmekti. 1970lerde bazı eğitimciler şu soruya cevap aramıştır : Derste öğrenci doğru olarak cümle üretebiliyorsa sınıf dışındaki hedef dilde iletişim kurması gerektiğinde aynı başarıyı gösterebilecek midir? Buna göre dil öğrenmek sadece dilsel yapıları öğrenmek değildir. Öğrenciler kuralları biliyor olabilir ama uygulayamazlar (Widdowson-1978). Sosyal bir içerikle karşımıza çıkan söz verme, davet etme, daveti reddetme gibi durumları iletişim kurabilmek için öğrenci yaratabilmeli ve cevaplandırabilmelidir (Wilkins-1976). Kısaca dilsel yeterlilik (linguistic competence) kadar konuşma yeterliliği de (communicative competence) gereklidir. Yani ne zaman kime nasıl sözleneceği bilinmelidir (Hymes-1971). Communicative Language Teaching yaklaşımı iletişim yeterliliğini dil öğreniminde amaç yapar ve dil ve iletişimde özgür hissetmenin bilgisini verir.

Gözlem ve Prensipler:

1. Öğretmen güncel bir gazetenin spor haberinin kopyasını öğrencilere dağıtır (distribute). Mümkün olduğu zaman güvenilir dil (authentic language)yani gerçek durumları anlatan dil kullanılmalıdır.
2. Öğretmen, öğrencilerden spor yazarının tahminlerinin altlarını çizmelerini ister. Ayrıca hangi tahminlerinde yazar daha emin olup olmadığı da söylenir. Konuşmacının veya yazarın niyetini düşünebilmek iletişim için yeterli olmanın bir parçasıdır.
3. Öğretmen öğrencilere hedef dilde aktivitenin talimatlarını verir. Hedef dil sadece çalışma nesneleri için değil sınıf içersindeki iletişim içinde araç olmalıdır.
4. Öğrenciler farklı kelimeler kullanarak yazarın tahminlerini ifade etmeye çalışır (state). Bir fonksiyonun birden fazla dilsel formu olabilir. Dilin kullanımı vurgulanırken birçok dilsel form birlikte sunulur. Vurgulama dil formlarında değil iletişimin gelişimindedir.
5. Öğrenciler gazete haberindeki cümleleri düzene sokarlar (unscramble). Karşılıklı konuşma halinde veya “suprasentential” cümle üzerinde konuşarak öğrenciler dil üzerinde çalışır. Öğrenciler cümleleri birbirine bağlayan nitelikleri anlamak için uygunluk (coherence) ve birleşme (cohesion) hakkında öğrenmelidirler.
6. Öğrenciler bir dil oyunu oynarlar. Oyunlar önemlidir çünkü gerçek iletişim durumları ile ortak nitelikler taşırlar. Dahası, iletişimi iyi kurup kuramasa bile konuşmacı dinleyiciden geri bildirim (feedback) alır. Böylece anlamı müzakere edebilirler. Çocukların küçük gruplarda çalışmaları sağlanırsa müzakere süresince daha fazla söz alırlar.
7. Öğrencilere tahminler hakkında neler hissettikleri sorulur. Öğrencilere fikirlerini sunmaları için fırsat verilmelidir.
8. Bir öğrenci hata yapar, Öğretmen ve diğer öğrenciler bunu önemsemez. Hatalara tolerans gösterilir ve iletişim yeteneklerinin gelişiminin doğal sonucu olarak görülür. Öğretmen hatayı düzeltmez ama not eder, daha sonra o konuya deyinecektir.
9. Öğretmen öğrenci gruplarını bir hikaye verir ve rolünü oynamalarını ister. Öğretmenin ana sorumluluklarından biri ise iletişimi ilerletmeye yönelik uygun durumlar hazırlamaktır.
10. Öğrenciler bir partnerle çalışarak bir sonraki resmin neye benzeyeceğini tahmin etmeye çalışırlar. Konuşarak iletişim öğrenciler arasındaki iş birliğini destekler. Öğrenciye anlamı tartışma fırsatı verir.
11. Öğrenciler bir oyunda rol alırlar. Aynı şirketin işçileri olduklarını hayal ederler. “Communicative” durumun sosyal içeriği, ifadelere anlam vermek açısından önemlidir.
12. Öğretmen öğrencilere, onlardan birinin patron rolünde olduğunu hatırlatır. Ve işçi öğrenciler onunla konuşurken onun patron olduğunu hatırlamalıdır. Dil formlarını uygun bir şekilde (appropriately) kullanmak iletişimdeki yeterliliğin önemli bir bölümüdür.
13. Öğretmen grupları dolaşır, öğütler verir ve soruları cevaplar. Öğretmen iletişim aktiviteleri yaratır ve bu süreç boyunca öğüt veren olur.
14. Öğrenciler meslektaşlarına, tahmini ifade edecek alternatif formlar önerir. Iletişimde konuşmacı sadece ne söyleyeceğini değil ayrıca nasıl söyleyeceğini de seçmelidir.
15. Rol oynama bittikten sonra öğrenciler uygun kelime bilgisini sağlar. Öğrenciler, başkasıyla konuşma (interlocutor) rollerinden, durumsal içerikten sonra grammar ve kelime bilgisini alırlar.
16. Ödev olarak, öğrenciler bir radyo veya televizyondan müzakere (debate) dinleyeceklerdir. Öğrencilere hakiki (authentic) iletişimde kullanılan dili dinleme fırsatı verilmelidir. Böylelikle anlayış düzeylerini geliştirici stratejileri kendiliğinden yetiştireceklerdir.

PRENSIPLER HAKKINDA:

1.”CLT” metodu kullanan öğretmenin amacı nedir?
Hedef dilde iletişimi sağlamak amaçtır. Bunu yapması için öğrencinin dilsel formlara, anlamlara ve fonksiyonlara ihtiyacı vardır. Bir vazifeyi oluşturabilmek için farklı birçok form kullanmayı ve basit bir formu ise birçok vazifede kullanmayı bilmeliler. Role ve sosyal içeriğe göre bu formlardan uygun olanı seçebilmeliler. Ayrıca öğrenciler anlamları birbirleriyle müzakere edebilmeyi başarmalılar. Iletişim bir gelişim sürecidir. Sadece dil formlarının bilgisi yeterli olmaz.

2. Öğretmenin rolü nedir? Öğrencilerin rolü nedir?
Öğretmen sınıfta iletişimi düzenler. Bu süreçte öğretmenin ana sorumluluklarından biri iletişimi destekleyen aktiviteler yaratmaktır. Bu aktiviteler sürecinde öğrencilere öğüt verir, sorularını cevaplar ve performanslarını gözlemler. Hataları not eder ve sonra daha doğruluğun esas alındığı aktivitelerde bunlara değinir. Diğer zamanlarda ise öğrenciler arasında söyleşi ortamları yaratır.

Öğrenciler iletişim kuranlardır. Anlamı müzakere etmekle meşgul olurlar (negotiate meaning). Bunu yaparken hedef dildeki bilgileri yeterli olmasa bile kendisini ifade etmeyi ve diğerlerini anlamayı denerler.
Ayrıca öğretmen CLT metodunda, öğretmen merkezli metotlara göre daha az yöneten konumundadır. Öğrenciler kendi öğrenmeleri için daha sorumlu durumdadır.

3. Öğretme-öğrenme sürecinin kendine has özellikleri nelerdir?

CLT yönteminin en belirgin özelliği yapılan her şey söyleşi (communicative) maksatlı yapılır. Öğrenciler oyunlar, roller, problem-çözme görevleri şeklinde çeşitli aktiviteler ile dili iletişim halinde kullanılırlar.

Morrow’a göre iletişimi sağlayıcı aktiviteler 3 özelliği paylaşır : information gap, choice, feedback.

Information Gap (bilgi ayrılığı): Iki kişiden birinin bildiği bir bilgiyi diğerinin farklı bilmesidir. Aynı şekilde bilinen veri üzerine fikir mücadelesi yapılamaz.

Iletişimde konuşmacı neyi nasıl söyleyeceğini seçer. Eğer konu dar çaptaysa öğrenci bir yolla tercih yapmadan konuşuyorsa bu değişim (Exchange) içermez ve bu nedenle “communicative” özellik taşımaz.
Amaç edilen iletişime göre, konuşmacı dinleyiciden aldığı bilgiye bağlı olarak maksadına ulaşıp ulaşmadığını değerlendirir. Eğer dinleyici bir çeşit geri bildirim (feedbeck) ile konuşmayıcıyı beslemez ise gerçek münakaşa yaratılamaz. CLT yönteminin diğer bir özelliği gerçek (authentic) materyal kullanılmasıdır. Böylece öğrenciler kullanıldığı gibi dili anlama stratejileri geliştirirler. Son olarak ta bu yöntem küçük gruplarda uygulanır. Böylelikle kıza zamanda öğrencilere daha çok söz hakkı doğar.

4. Öğretmen-Öğrenci ve Öğrenci-Öğrenci etkileşimi nasıl olmalıdır?

Dilsel doğruluk ile ilgili bir konuda çalışırken öğretmen dersin bir bölümünde anlatım yapabilir. Diğer zamanlar öğretmen sadece aktivitelerin düzenleyicisidir. Her zaman öğretmen öğrencilerle etkileşim kurmaz. Öğretmen daha çok öğrenciler arasında etkileşim sağlayıcı aktiviteler düzenler ve etkileşime yardımcı olandır.
Ana etkileşim öğrenci-öğrenci merkezlidir. Bunu aktivitelerde çift, üçlü, küçük gruplar ve tüm sınıf olarak sağlayabilirler.

5. Dil ve kültür nasıl görülür?

Dil iletişim içindir. Dilsel yeterlilik yani formların ve anlamlarının bilgisi bu iletişim yeterliliğinin sadece bir bölümüdür. Diğer bir bölümü ise dilin ulaşmak için kullanıldığı fonksiyonlar bilgisidir. Birçok form basit bir görevi sunmak için kullanılabilir :

It may rain. – Perhaps it will rain.
Diğer yönden, basit bir form birçok görev içinde kullanılabilir. (may : permission, prediction).
Öğrenicler form ve anlamlarının bilgisine ve fonksiyonların bilgisine sahip olmalıdır. Anlamı uygun olarak verebilmeleri için de sosyal duruma uyum sağlayacak şekilde bu bilgiyi kullanabilmelilerdir. Örneğin “May I have a piece of fruit?” ifadesi eğer dinleyici ile konuşmacı aynı sosyal eşitlikteyse veya resmi olmayan bir durumda “Can I have a piece of fruit?” şeklinde kullanılabilir.

Kültür ise dili kullanan insanların günlük yaşam tarzlarıdır. Örneğin sözel olmayan davranışların kullanımı iletişimde önemli özelliklere sahiptir.

6.Dilin hangi alanları ve özellikleri vurgulanır?

Dilin görevleri formlarından önce gelir. Genel olarak “functional syllabus” kullanılır. Her görevde birçok form tanıtılır. Formlar öğrenciler tecrübe kazandıkça karmaşık hale gelir.

Öğrenciler dil ile karşılıklı konuşma (discourse) veya “suprasentential (anlamınötesinde)” şeklinde çalışır. Dahası formlardaki birleşme ve uygunluk hakkında da öğrenirler. Okuma, yazma, konuşma, dinleme olmak üzere dilin dört yeteneği de başlangıçta öğrenilir.

7.Öğrencilerin doğal dilinin rolü nedir?

Ana dilin kullanımına tedbirli bir şekilde izin verilir. Eğer mümkünse hedef dil aktivitelerde olduğu gibi açıklamalarda da kullanılmalıdır. Öğrenciler sınıf yönetimi değişimlerinden de öğrenir. Ayrıca hedef dilin sadece çalışılacak bir şey olmadığını iletişim için bir araç olduğunu fark ederler.

8.Değerlendirme nasıl yapılmalıdır?

Öğretmen sadece öğrenci ifadelerinin doğruluğunu değil akıcılığını da değerlendirir. Kelime bilgisi ve grammar yapılarını kontrolü kusursuz olan öğrenci her zaman çok iyi iletişim kuramayabilir. Öğrencilerin aktivitelerdeki rollerinden değerlendirme yapılabilir. Gerçek iletişim görevinin verildiği bir “integrative” test kullanılabilir. Örneğin yazma yeteneklerinin testi için öğrencilerden arkadaşlarına mektup yazmaları istenebilir.

9. Öğretmenin öğrenci hatalarına tutumu nasıl olmalıdır?

Iletişimdeki akıcılık ile ilgili aktivitelerde hatalar öğretmen tarafından not edilip sonraya bırakılır. Hatalar iletişimdeki gelişmenin doğal sonuçları olarak görülür. Öğrencilerin dilsel bilgisi sınırlı olsa bile başarılı iletişim kurabilirler.

TEKNIKLER:

Authentic Materials:
Öğrenci bazen sınıfta öğrendiklerini dış dünyada uygulayamaz. Bunu yenmek için öğrenciler, hedef dilin ana dil kullanıcıları gibi dilin kullanımını sağlayan aktivitelerde gerçek konular kullanırlar. Bu güncel bir gazete yazısı olabilir. Bu birinci sınıflarda hava durumu tahmini, mönüler veya zaman tabloları gibi materyaller konuyu basitleştirerek uygulanabilir.

Scrambled Sentences:
Öğrencilere cümleleri karıştırılmış bir pasaj verilir. Bu daha önce çalıştıkları bir pasaj olabilir. Cümleleri orijinal sırasına sokmaları istenir. Bu deneyim öğrencilere dilin özelliklerinde uyumu ve birleştirmeyi öğretir.

Language Games:
Oyunlar CLT yaklaşımında sık sık (frequently) kullanılır. Öğrenciler oyunları eğlenceli bulur. Iyi organize edildiklerinde değerli müzakere pratiği oluştururlar. Morrow’un iletişim aktivitelerinin üç özelliği bir çeşit kart oyununda bulunmaktadır : Information gap bulunmaktadır çünkü konuşmacı partnerinin gelecek hafta ne yapacağını bilemez. Konuşmacı bir tercih yapacak ve bu tercihin nasıl (hangi forma) olacağını seçecek. Konuşmacı grubun üyelerinden feedback alır. Eğer tahmin anlaşılmaz ise grupta kimse cevap vermeyecektir. Eğer cevap alınırsa konuşmacı tahmininin anlaşıldığını düşünebilir.

Picture Strip Story:
Resim kartlı hikayelerle birçok aktivite yapılabilir. Öğrencilerden birine kartlar verilir ve öğrenci kartlardan ilkini arkadaşlarına gösterir. Onlara ikinci resmin neye benzeyeceğini sorar. Burada “information gap” vardır çünkü gruptaki öğrenciler resmin içeriğini bilmezler. Tahminlerinin ne olacağını ve nasıl olacağını seçerler. Daha sonra resmi görerek öğrenciler, tahminleriyle resmi karşılaştırarak tahminin formundan değil ama içeriğinden feedback alırlar.
Sorun-Çözme ödevleri CLT ile güzel çalışır çünkü iletişimin üç özelliğini taşırlar. Öğrenciler bilgilerini kullanarak birlikte bir çözüme ulaşırlar. Öğrenciler anlamı müzakere etme (negotiate) fırsatı bulurlar.

Role Play:
Rol alma aktiviteleri Desuggestopedia yaklaşımında da vardır. CLT yönteminde roller önemlidir çünkü öğrenciye farklı sosyal içeriklerde farklı sosyal rollerde bulunma fırsatı verir. Rol alma aktivitesi iki türde düzenlenebilir. Very Structured : Öğretmen öğrencilere kim olduklarını ve ne söyleyeceklerini anlatır. Less Structured : Öğretmen öğrencilere kim olduklarını, durumu, ne hakkında konuşacaklarını söyler ama ne söyleyeceğini öğrenci seçer. Öğrenciye tercih fırsatları verilir. Rol aktiviteleri ayrıca “information gaps ve feedback” sağlar.

Friday, January 15, 2016

SUGGESTOPEDIA


Suggestopedia dersleri küçük mevcutlarla yapılır ve yoğundur, edinimin gerçekleşebilmesi için stresin düşük olduğu, (müzik ve meditasyonla tamamlanan aktif ve pasif seanslar içerebilen) çekici ortamlar sağlamaya ağırlık verilir. Bazen öğrencilerin anadili başlangıçta kullanılır ancak genellikle yabancı dil kullanılır. Doğru atmosfer ve içeriğin özünü oluşturan dialogların canlandırılmasında öğretmenin rolü çok önemlidir. Suggestopedia, dilbilgisine gereğinden fazla önem vermezken ideal derecede mesaj sağlamaktadır.
Uygulamalı dilbilim araştırmaları bu metodlar hakkında ne diyor? Uygulamalı araştırma gramer-çeviri, audio- lingual, bilişsel-kod gibi eski metodları yenilerden çok daha fazla araştırdı. Eski metodların neticeleri arasında çok küçük farklılıklar mevcuttur. Daha geniş miktarda araştırma gerekse de TPR ve diğer yeni yeni yaklaşımlar “eskilerinden çok daha iyi sonuç vermektedir.”
O halde hangisi daha iyi, sınıf mı gerçek hayat mı? “Yabancı dil sınıflarının rolü öğrenciyi daha fazla yabancı dil edinimi için dış dünyayı kullanabilecek seviyeye getirmektir... Bunun anlamı, görevimiz öğrencilerin yabancı dil yetkinliğini dışarıda duyduklarını analyacak seviyeye getirmek için yeterli derecede anlaşılır mesaj sunmaktır... Diğer bir deyişle, tüm yabancı dil sınıfları geçicidir.”
Gerçek hayatta, dil edinmeye çalışanlara yardım etmeye gönüllü yabancılarla yapılan konuşmalar çok faydalıdır. Bu yabancılar bir ebeveynin çocukla konuşmasından çok ta farklı olmayan bir surette “yabancı konuşması (foreigner talk)”na iştirak etmiş olurlar.
Gönüllü okumalar da yabancı dil edinimi için yararlıdır, özellikle okuyucu anlayabileceği seviyede ve ilgisini çeken bir metin seçmede özgürse.
Edinilen dilde içerik sınıflarına devam etmek ileri seviyedeki öğrenciler için yararlı olabilir, özellikle sınıf bu dili edinen öğrencilerden oluşuyorsa.
Sonuçtan bir alıntı:
“Burada sunulan teori tamamıyla doğru bile olsa ve benim tatbikata dair önerilerim uygun da olsa bitirmeden önce zikredilmesi gereken bazı ciddi sorunlar mevcut. Bunlar öğrenci ve öğretmenlerin dil edinimini birincil görmeleri ve anlaşılır mesajları dil edinimini teşvik eden araç olarak kabul etmelerinden kaynaklanmaktadır. Bu problemlerin sebebi, dil ediniminin dil öğrenmeden iki büyük farkı olmasıdır: edinim yavaş ve içten olurken öğrenme hızlı ve, bazı insanlar için, aşikar olur...
Sanırım muhafazakar bir dil edinim teorisi ve uygulamalarını sundum, muhafazakar çünkü bildiğim tüm empirik verilerle uyumlu olmayı hedefliyor. Binlerce insanın tarih boyunca takip ettiği dil edinme şekliyle uyumlu. İnsanlar yabancı dilleri başka şeylere odaklanmışlarken, ilgilerini çeken yada ihtiyaç duydukları bir konuda bilgi toplarken yada birarada olmaktan hoşlandıkları insanlarla ilişki içinde olarak, edindiler.”
*(Reid Wilson’ın “Stephen Krashen in ‘İkinci Dil Ediniminde İlke ve Uygulamalar’ına bir Özet” isimli makalesinden alınmıştır.) Derleyen ve uyarlayan: Ebru ÖZEL Yazının orijinali http://www.dilokulu.com/ sitesinde yer almaktadır.
REFERENCES
http://www.kigem.com/dil-egitiminde-yeni-yaklasimlar.html

THE AUDIO-LINGUAL METHOD

Audio-Lingual Method da Direct Method gibi konuşmanın temel alındığı yaklaşımdır. Oral_based approachtur. Yinede kelime bilgisini vurgulayan gerçek durum örnekleri ile çalışmak yerine Audio-Lingual Metot ta öğrencilere gramatik cümle yapıları öğretilir. Dilbilimi ve psikoloji üzerinde teorik bir temeli vardır. Michigan method, Army Method,New Key de denir. Öncelikle öğrencileri uyarıcılara doğru cevap verebilecekleri şekilde uygun duruma getirmek ve yardım etmek gerekir. Böylelikle öğrenciler kendi ana dillerinin alışkanlıklarını yenebilirler ve hedef dil için yeni alışkanlıklar düzenleyebilirler.

Bu metodu gözlemlemek için Mali’deki birinci sınıftaki 13-15 yaşlarında 35 öğrenciyi gözlemleyelim. Sınıf günde bir saat ve haftada 5 gün toplanmaktadır.

GÖZLEM (DAVRANIŞ) VE PRENSİPLER (DÜŞÜNCE) :

1.Öğretmen yeni bir diyalogu tanıtır. Dil formları kendiliğinden oluşmaz, doğal bir içerik ile öğrencilere verilir.

2.Öğretmen sadece hedef dilde konuşur. Resimler ve el hareketleri anlatıma yardımcı olur. Hedef dil ve ana dil farklı dil sistemlerine sahiptirler. Bu ikisi birbirinden uzak tutulursa öğrenci hedef dili öğrenirken ana dilinin özelliklerinden mümkün olduğunca az etkilenir.( The native language and the target language have separate linguistic systems. They should be kept apart so that the students’ native language interferes as little as possible with the students’ attempts to acquire the target language.)
3.Öğretmen diyalogu iki defa örnekleyerek tanıtır. Doğru cevapları vererek modellik yapar, yanlış telaffuzları anında düzeltir. Öğretmenin amaçlarından biride hedef dilin modeli olmaktır. Öğrenciler öğretmeni örnek alacaklardır.

 4.Öğrenciler diyalogun her cümlesini birkaç defa tekrarlarlar. Dil öğrenme bir çeşit alışkanlık gibidir. Tekrarlandıkça alışkanlık artar ve öğrenme güçlenir. Habit formation geliştirilmelidir. Ne kadar çok tekrar yapılırsa,o kadar çok öğrenme gerçekleşir.

5.Öğrenciler diyalogun bir bölümünde telaffuzda zorlanırlar. Öğretmen bu bölümü birkaç parçaya ayırarak öğrencilere öğretir. Hata olduğu zaman o anda düzeltilmelidir. Yoksa yanlış öğrenme oluşur ve kalıcı olur. Buradaki amacımız öğrencide good habits oluşturmak,öğrenci hata yaptığında eğer düzeltmezsek çocuğumuzda bad habits oluşabilir.

6.Bütün öğrencilerin sırayla birbirlerini selamlayacağı bir zincir çalışması düzenlenir. Buradaki amaç dili iletişim için nasıl kullanılacağı üzerine alıştırma yapmaktır.

7.Öğretmen “single-slot ve multiple-slot” tekniklerini kullanır. Konuşmanın belirli bölümleri cümledeki belirli yerleri işgal eder. Yeni cümleler yaratabilmek için öğrenci konuşmanın hangi bölümü cümledeki hangi yerle alakalı bilmelidir.

Single Slot Substitution: I saw Mary (John) I saw John.

Double Slot Substitutionn: ı watched TV(he movies)He watched movies.

Multiple Slot Substitution : I saw him at the park yesterday(he her last month)He saw her in the park last month.

Transformation: iIknow you(past) I knew you.,

8.Öğrencilerin doğru cevaplarında öğretmen “çok iyi” der. Pozitif destek (positive reinforcement) vermek öğretmenlerin doğru alışkanlıklar geliştirmelerine yardımcı olur.

9.Öğretmen resimlerle ve konuşarak öğrencilerden istediği cümle üzerine küçük ipuçları (cue) verir. Öğrenciler sözlü (verbal) veya görsel (nonverbal) uyarıcılara cevap verebilecek şekilde öğrenmelidir.

Verbal:spoken cue,Nonverbal:picture cue.

10.Öğretmen çeviri (olumlu &olumsuz, aktif & pasif) ve soru-cevap öğretim tekniklerini kullanır.( The teacher conducts transformation and question-and-answer drills.) Her dil sınırlı örneklere sahiptir. Bu tür yapısal pratikler öğrencilerin bu yapıları kullanma alışkanlıkları edinmelerine yardımcı olur.

11.Çocuklar eğersorularla baş edebiliyorlarsa öğretmen soruları hızlı hızlı sorar. Burada amaç çocukların düşünmeye fazla zaman ayırmadan hedef dilde cevap verebilmeleridir.

12.Öğretmen onlara ipucu verir, cesaretlendirmek için gülümser, resimleri kullanır, bireysel çalışır. Öğretmen bir orkestra lideri gibi olmalıdır. Hedef dilde öğrenci davranışlarını yönlendirmeli, idare etmeli (conduct)ve kontrol edebilmelidir.

13.Yeni kelimeler diyalog içinde öğretilir. Kelime kapasitesi sınırlıdır. İlk önce yapısal örneklemeler (structural patterns) kullanılmalıdır. Kelime bilgisi daha sonra gelir. Önemli olan kelimeden çok öğrencilerin o dildeki doğru yapıları kavramalarıdır. Öğrenciler kelimeleri sonradan da öğrenebilir düşüncesi hakimdir.

14.Dilbilgisi kuralları ve örnekleri öğretilmez. Dilbilgisi örneklerle ve çeşitli tekrarlamalarla öğretilir. İkinci dilin öğrenimi ana dil gibi doğaçlama olmalıdır. Ana dili öğrenirken kuralları ezberlemeyiz. Hedef dili kullanmak için gerekli kurallar örneklerden çıkarılabilir (induced from). Öğrenciler gramer kurallarını ezberlenmesi gereken öğeler olarak görmektense aynı ana dilde kullanıldığı gibi örneklerden ve tekrar tekrar diyaloglarda görerek öğreniyor.

15.Öğretmen telaffuzlar için iki dili karşılaştırır. Öğrencilerin nerelerde problem yaşayabileceğini bulur. Bir hedef dil öğrenirken ana dilin alışkanlıklarından kurtulmak önemlidir. İki dil karşılaştırılarak öğrencilerin nerelerde zorluk yaşayacakları anlaşılır.

16.Öğretmen diyalogu hafta sonunu tahtaya yazar. Öğrenciler bazı sınırlı işlemleri defterlerinde yaparlar. Konuşma yazmadan daha önce gelir. Bir çocuğun ana dili öğrenirken takip ettiği sıra dinleme, konuşma, okuma ve yazmadır. Hedef dil de böyle öğrenilmelidir.

17.Alfabe oyunu oynanır ve Amerikan marketleri ile futbolu tartışılır. Dil kültürden ayrılamaz. Kültür sadece edebiyat ve güzel sanatlar değil aynı zamanda hedef dilini ana dili olarak kullanan insanların günlük yaşantılarını da içerir. Öğretmenin bir sorumluluğu da hedef dili kullananların kültürünü de öğretmektir.

METOT HAKKINDA SORULAR :

 1.“Audio-Lingual” metodu kullanan öğretmenin amacı nedir?

 Hedef dili iletişim kurabilmek amacıyla kullanmayı öğrenmelerini sağlamak.  Öğrenciler düşünmek için zaman harcamadan otomatik olarak hedef dili kullanabilecek düzeye erişmeliler.  Öğrenciler hedef dilde yeni alışkanlıklar geliştirip ana dillerinin eski alışkanlıklarından da kurtulmalıdırlar.

2.Öğretmenin rolü nedir? Öğrencilerin rolü nedir?

Öğretmen bir orkestra lideri gibidir, öğrencilerin dili kullanmasını yönetir ve kontrol eder. Öğrencilerinin taklit (imitation) edeceği iyi bir örnek olmalıdır. Öğrenciler, öğretmenin yönlendirmesini izlerler ve mümkün oldukça çabuk ve doğru cevap verirler.

3.Öğretme-öğrenme sürecinin kendine has özellikleri nelerdir?

Yeni kelimeler ve yapısal örnekler diyaloglarla verilir. Diyaloglar tekrarlama ve taklit etme yoluyla öğrenilir. Öğretme teknikleri diyaloglardaki örneklere bağlı olarak verilir. Öğrencilerin başarılı cevapları övülür. Dilbilgisi verilen örnekler yoluyla aktarılır. Dilbilgisi kuralları apaçık bir şekilde sunulmaz. Kültürel bilgi diyaloglar ile sunulabilir. Öğrencilerin okuma ve yazma çalışmaları daha önceleri yaptıkları konuşma ve dinleme çalışmaları baz alınarak hazırlanmalıdır.

4.Öğretmen-Öğrenci ve Öğrenci-Öğrenci etkileşimi nasıl olmalıdır?

“Chain drill” metodunda veya diyaloglarda görev aldıklarında öğrenci-öğrenci etkileşimi söz konusudur. Ama bu etkileşim öğretmen tarafından başlatılır ve yönetilir.Ayrıca öğretmen- öğrenci etkileşimleri de büyük çoğunlukla öğretmen tarafından başlatılır (initiate).

5.Dil ve kültür nasıl görülür?

“Audio-Lingual” metotta dilin görünüşü dilbilimcilerin tanımlarından etkilendi. Her dil kendi özel sistemine sahiptir. Bu sistemin bazı bölümleri vardır : fonolojik, morfolojik, sözdizimi.. gibi. Her bölümün kendine özel ayırt edici (distinctive) nitelikleri vardır. “Audio-Lingual” metotta günlük konuşma vurgulanır. Konuşmanın karmaşıklığı yeni başlayanlar için derecelendirilir. Böylelikle yeni başlayanlar sadece basit yapıları öğrenirler. Hedef dili ana dil olarak kullanan insanların kültürü günlük davranışları ve yaşan stilleri olarak öğretilir.

6.Dilin hangi alanları ve özellikleri vurgulanır?

Kelime bilgisi çocuklar telaffuz sistemlerinde ve dilbilgisi örneklerinde belli bir seviyeyi aşıncaya kadar en alt düzeyde tutulur. Dil bilgisi örnekleri bir cümle gibi benzer değildir. Örneğin bu üç cümlenin dil bilgisi yapısı aynıdır : “Meg called”, “The blue Jays won”, “The team practiced”… Doğal dil bu sırayla öğrenilir : dinleme, konuşma, okuma ve yazma. Konuşma ve dinleme çalışmaları en çok dikkat gösterilmesi gerekenlerdir. Öğrencilerin yazacakları önce konuşma yoluyla tanıtılır. İlk başlardan telaffuz öğretilir.

7.Öğrencilerin ana dilinin rolü nedir?

Öğrencilerin ana dilindeki alışkanlıkların hedef dildeki ilerlemeyi zorlaştıracağı düşünülür. Bu nedenle sınıfta hedef dil kullanılır. Ana dil ile hedef dil arasındaki karşılaştırmayı (conttastive analysis) yapan öğretmen en fazla karışıklığın geleceği noktayı tahmin edebilir.

 8. Değerlendirme nasıl yapılmalıdır?

 Testteki her soru dilin bir noktasını işaret etmelidir. Öğrencilere bir çiftteki kelimeleri ayırt etmeleri veya bir cümlede uygun fiili sağlamaları sorulabilir.

9.Öğretmenin öğrenci hatalarına tutumu nasıl olmalıdır?

 Öğretmenler, öğrencilerin nerede hata yapabileceklerini veya öğretilenleri söylemelerindeki sınırlamaları önceden düşünmeli ve öğrenci hatalarına fırsat vermemelidir.

TEKNİKLER :

Dialog Memorization (diyalog ezberleme) : İki karakter arasındaki diyaloglar veya kısa karşılıklı konuşmalar ile genelde ders başlatılır. Öğrenciler taklitçilik yoluyla diyalogu ezberlerler. Öğretmen diyalogdaki bir kişinin rolünü, öğrenci ise diğer bir kişinin rolünü alır. İlk karakterin diyalogları öğrenildikten sonra diğerininkiler ezberlenir. Aynı şekilde sınıfın yarısı bir rolü, diğer yarısı başka bir rolü alabilir. Diyalog ezberlendikten sonra öğrenciler bireysel olarak diyalogu yapabilir. “Audio-Lingual” metotta cümle ve dilbilgisi özellikleri diyaloglar içinde öğretilir. Daha sonra bu özellikler diyaloga bağlı kalınarak tekniklerle kuvvetlendirilir.

Backward build-up / Expansion drill (parçalara ayırma) : Bu teknik daha çok öğrenciler uzun bir cümlenin telaffuzunda problem yaşadıklarında kullanılır. Öğretmen cümleyi parçalara ayırır ve sondan başlayarak parça parça öğrencilere tekrarlatır. Tekrarlamaya sondan başlanınca öğrencilerin dikkati daha çok yeni bilginin bulunduğu cümlenin son kısmına çekilir. Öğrenciler bütün bir cümleyi hatasızca tekrarlayıncaya kadar çalışma devam eder.

Repetition drill (tekrar) : Öğrencilerden öğretmenin örneğini mümkün olduğunca hızlı ve doğru tekrarlanması istenir. Bu teknik öğrencilere yeni diyaloglar öğretmek için kullanılır.

Chain drill (zincir) : Zincirleme tekniği adını sınıfta oluşturduğu zincirleme bir iletişimden alır. Öğretmen bir öğrenciyi selamlayarak başlar ve ona bir soru sorar. Soruyu cevaplayan öğrenci yanındaki arkadaşına dönüp onu selamlar ve bir soru sorar. Bu şekilde devam eder. Zincirleme tekniği sınırlı olmasına rağmen kontrolü kolaydır. Bu teknik aynı zamanda öğretmene bütün öğrencilerin telaffuzunu kontrol etme fırsatı verir.

Single-slot substitution drill (tek sözcük yerleştirme) : Öğretmen diyalogdan bir cümle okur ve farklı bir kelime (cue) verir. Bu kelimeye anahtar (cue) denir. Öğrenciler verilen kelimeyi okunan cümledeki uygun yere yerleştirirler. Bu teknikteki amaç öğrencilerin cümledeki uygun yeri bulma ve doldurmayı öğrenmeleridir.

Multiple-slot substitution drill (Farklı yere aynı sözcüğü yerleştirme) : Bu teknikte öğretmen yine anahtar kelimeler verir, bu kelimeler diyalogdaki farklı yerlere gelecektir. Öğrenciler kelimeyi tanımalı veya cümlede nereye konulması gerektiğini bulmalılar. Gerekirse özne-yüklem uyumu gibi değişiklik yapacaklar. Daha sonra cümleyi verilen kelimeyi uygun yere koyarak okuyacaklardır.

Transformation drill (çeviri) : Öğretme olumlu bir cümle verir ve bunun olumsuz cümleye çevrilmesini ister. Aynı şekilde soruya, aktif bir cümleyi pasife veya dolaylı cümleye çevrilmesi istenebilir.

 Question and answer drill (soru-cevap) : Bu teknik öğrencilerin soru cevaplama pratiği yapmasını sağlar. Öğrenciler, öğretmenin sorularını çok çabuk anlamalı ve cevaplamalılar. Aynı şekilde öğretmen anahtar kelimeler vererek öğrencilerden sorular oluşturmalarını isteyebilir.

Use of minimal pairs (seslerle çalışma) : Ortak sesleri olan iki farklı kelime (e.g. ship, sheep) ile çalışılır. Önce öğrenciler farkı anlar ve daha sonra doğru telaffuzları yapmaya çalışırlar. Öğretmen sesleri, öğrencilerin ana dili ve hedef dili arasında bir karşılaştırma yaptıktan sonra belirler.

Complete the diyalog (diyalog tamamlama) : Diyalogtan öğrencilerin öğrendiği bazı kelimeler silinir ve tamamlamaları istenir.

Grammar game (dilbilgisi oyunu) : Süpermarket alfabesi oyununda bir öğrenci A harfiyle bir yiyecek söyler bir sonraki hem A harfiyle hem de B harfiyle yiyecek söyler, oyun bu şekilde devam eder. Bu oyunda tekrarlama fazladır. Öğrenciler sınırlı olsa da kendilerini ifade ederler.

SONUÇLAR :

1. Hedef dili kazanma alışkanlıklar oluşturularak mümkündür.
2. Ana dilin alışkanlıkları hedef dile karışabilir.
3. Hatalar mümkün olduğunca ortadan kaldırılmalıdır.
4. Odaklanma hedef dilin yapısal modelleri (structural pattern) üzerinde olmalıdır.
5. Yeni materyal tanıtılırken diyaloglar kullanılır.
6. Öğretmeni model alarak taklit yoluyla öğrenilir.
7. Minimal-Pair tekniğiyle telaffuz üzerinde çalışılır.

REFERENCES

http://egitim.erciyes.edu.tr/~arak/3.TurkceOgreniyorum.com/27-31Ocak2014TR_EgiticilerSemineri/Yaklasimlar.pdf

THE GRAMMAR-TRANSLATION METHOD


Yeni bir metot değildir, dil öğretmenleri tarafından uzun yıllar farklı adlarla kullanılmıştır. İlk olarak, Latin ve Yunanca gibi klasik dillerin öğretiminde kullanıldığı için Classical Methody a da Prussian Method da denir. Günümüzde bu metot, öğrencilerin okumalarına ve yabancı dil edebiyatını değerlendirmelerine (appreciate) yardımcı olmak için kullanılır. Dahası, Hedef dildeki dil bilgisi çalışmalarıyla öğrenci kendi ana dilinin dil bilgisini daha iyi kavrayacak ve oluşan yakınlık ana dilin daha iyi yazılıp konuşulmasını sağlayacaktır. Son olarak yabancı dil öğretimi öğrencilerin zeka gelişimine yardımcı olmaktadır. Belkide öğrenciler öğrendikleri hedef dili hiç kullanmayacaklar ama zihinsel çalışmanın yararını göreceklerdir. Şimdi bu metodu daha iyi anlayabilmek için Kolombiya’da bir üniversitede üst-orta seviyede 42 öğrencinin bulunduğu bir sınıftaki dersi gözlemleyelim. 2 saat süren ders haftada 3 kez yapılmaktadır. 
GÖZLEM (DAVRANIŞ) VE PRENSİPLER (DÜŞÜNCE) : 
1. Öğrenciler Mark Twain’den bir metin okurlar. Hedef dili öğrenmenin önemli maksatlarından biri de o dilde yazılı edebiyatı anlayabilmektir. Edebi dil, konuşma dilinden daha üstündür. Öğrencilerin hedef dili çalışması edebiyat ve sanat hakkında sınırlıdır. 
2. Öğrenciler metni İngilizce’den kendi dillerine çevirirler. Bir dili öğrenmekteki önemli bir başarı da çeviri yapabilmektir. Çeviriyi başarılı yapabilen öğrenciler dil öğreniminde de başarılı sayılırlar. 
3. Öğretmen öğrencilere ana dillerinde metin hakkında soruları olup olmadığını sorar. Bir öğrenci bir kelimenin anlamını sorar ve öğretmen İspanyolca cevap verir. Hedef dilde iletişim kurabilmek yabancı dil eğitiminin hedeflerinden değildir. 
4. Metnin sorularını öğrenciler yazılı olarak cevaplarlar. Öncelikle yazma ve okumaya önem verilir. Dinlemeye ve konuşmaya az, telaffuza hiç önem verilmez. 
5. Bir cevabın doğru olup olmadığına öğretmen karar verir. Eğer cevap doğru değil ise, öğretmen başka bir öğrenci seçer veya cevabı kendisi verir. Sınıfta otorite öğretmendedir. Öğrencilerin doğru cevabı almaları çok önemlidir. 
6. Öğrenciler yeni öğrendikleri kelimeleri İspanyolca’ya çevirirler. Bütün hedef diller için ana dilde karşılıklar bulunabilir. 
7. Öğrenciler “-ty” ekinin İspanyolca’daki “-dad” ve “-tad” ile aynı görevi gördüğünü öğrenirler. Ana dil ile hedef dil arasındaki benzerlikler öğrenmeyi kolaylaştırır (facilitate). 
8. Öğrencilere two-word kelimelerin kullanımları hakkında dilbilgisi kuralları verilir. Hedef dildeki dilbilgisi kalıplarını öğrenmek öğrenciler için önemlidir. 
9. Öğrenciler alıştırma olarak, verilen örneklere öğrendikleri kuralları uygularlar. Tümdengelim (deductive) yoluyla kesin dilbilgisi kuralları belirlemek kullanışlı, pedagojik bir tekniktir. 
 10. Öğrenciler kelimeleri ezberlerler. Dil öğrenme böylelikle zihinsel egzersiz yapmayı sağlar. 
11. Öğretmen, öğrencilerden dilbilgisi kurallarını belirtmelerini ister. Öğrenciler hedef dilin dilbilgisi kurallarının bilincinde (conscious) olmalılar. 
12. Öğrenciler düzensiz fiillerin 2. ve 3. hallerini ezberlerler. Fiil çekimleri ve diğer dilbilgisi kurallarının mümkün olduğunca ezberlenmeleri sağlanmalıdır. 
METOT HAKKINDA SORULAR : 
1. “Grammar-Translation” metodu kullanan öğretmenin amaçları nelerdir? 
 Öğrencilerin hedef dildeki yazılı edebiyatı okuyabilmelerini sağlamak.  Öğrencilere grammar kurallarını ve kelime bilgisini öğretmek  Öğrencilerin zihinlerini geliştirecek akıl egzersizleri sağlamak. 
2. Öğretmenin rolü nedir? Öğrencilerin rolü nedir? 
Öğretmen otoritedir. Öğrenciler, öğretmenin söylediklerini yaparak onun bildiklerini alacaklarına inanırlar. 
3. Öğretme-öğrenme sürecinin kendine has özellikleri nelerdir?
 Öğrencilere bir dilden diğerine çeviri yapmak öğretilir. Çeviri yaptıkları konular genelde hedef dilin kültürü hakkındadır. Öğrencilere kesin dilbilgisi kuralları verilir, ezber istenir. Daha sonra bu kurallar örneklere uygulanır. Fiil çekimleri gibi gramatik çekim listelerini de öğrenirler. 
4. Öğretmen-Öğrenci ve Öğrenci-Öğrenci etkileşimi nasıl olmalıdır? 
Etkinin büyük bölümü öğretmenden öğrenciyedir. Etkileşimi öğrenci başlatmaz (initiation) veya öğrenci-öğrenci etkileşimi çok azdır. 
5. Dil ve kültür nasıl görülür?
 Yazı dili ve edebiyat dili, sözlü dilden daha üstün sayılır. (Literary language is superior to spoken language.) Bu nedenle öğrenciler daha çok yazı dilini çalışır. Kültür, edebiyat ve sanattan oluşur (consist). 
6.Dilin hangi alanları ve özellikleri vurgulanır? 
Dilbilgisi ve kelime bilgisi vurgulanır. Okuma ve yazma daha önemlidir. Telaffuza, konuşma ve dinlemeye çok önem verilmez.( A fundamental purpose of learning a foreign language is to be able to read literature written in it. The primary skills to be developed are reading and writing. Little attention is given to speaking and listening,and almost none to pronunciation.) 
7.Öğrencilerin ana dilinin rolü nedir? 
Hedef dilde bir cümlenin anlamını kavramak için öğrenciler ana dillerinden yararlanırlar. Sınıfta genelde öğrenciler ana dillerini kullanırlar. 
8.Değerlendirme (evaluation) nasıl yapılmalıdır? 
Değerlendirmede yazılı çeviri testleri veya karşılaştırmalar (vice-versa) daha çok kullanılır. Hedef dilin kültürü ve dilbilgisi kuralları hakkında daha çok soru sorulur. 
9. Öğretmenin öğrenci hatalarına tutumu nasıl olmalıdır? 
Öğrencilerin doğru cevabı alması çok önemlidir. Öğrenci bir hata yaparsa veya cevabı bilemez ise doğru cevabı öğretmen verir. 
TEKNİKLER : 
Translation of a Literary Passage (Edebi bir metnin çevirisi) : Öğrenciler bir okuma parçasını hedef dili anadillerine çevirirler. Metindeki kelime bilgisi ve dilbilgisi yapıları sonraki derslerde işlenir. Metin, hedef dilin edebiyatından seçilmiş olabilir veya öğretmen vermek istediği kelime ve dilbilgisi yapılarına uygun metinı kendi yazabilir. Çeviri hem sözel hem de yazılı şekliyle çalışılabilir. Öğrenciler deyimleri çevirmez ama anlamlarını kavramaya çalışırlar. 
Reading Comprehension Questions (Okuduğunu anlama soruları) : Öğrenciler metin hakkındaki soruları cevaplarlar. Sorular belli bir sıra (sequenced) içinde verilir. İlk soru grubu genelde metinde verilen bilgiler hakkında olur. İkinci soru grubunda ise öğrenciler metinden çıkardıkları sonuçlardan bahsederler. Yani cevabı metne göre verecekler ama cevap metinde somut bir şekilde bulunmayacak. Üçüncü soru grubunda öğrenciler metni kendi deneyimleriyle ilişkilendirirler. 
Antonyms/Synonyms ( Zıt anlamlı-Eş anlamlı sözcükler) : Öğrencilere bir grup sözcük verilir ve metinden zıt anlamlılarını veya eş anlamlarını bulmaları istenir. Veya metindeki belirli sözcükleri öğrencilerin hedef dilde tarif etmeleri istenebilir. 
Cognates (Aynı kökten gelen sözcükler) : Öğrencilerden diller arasında karşılık olan ses örneklerini veya telaffuzları öğrenmeleri için “cognates” öğretilir. Öğrencilere anlamları farklı olmasına karşın hedef ve ana dilde telaffuzu aynı gibi görünen sözcükler öğretilebilir. Tabii bu bütün dillerde kullanışlı olamaz. 
Cognate: aynı kökenden gelen kelimeler. television-televizyon 
Deductive Application of Rule (Tümdengelim kurallarının uygulanması) : Dilbilgisi kuralları genelde örnekler ile birlikte sunulur. İstisnalar da not alınır. Öğrenciler bir kuralı algıladıklarında değişik örneklerde o kuralın uygulanması istenebilir. 
Fill-in-the-blanks (Boşluk doldurmaca) : Öğrencilere eksik kelimelerin olduğu cümleler verilir. Boşluklar uygun dilbilgisi yapısı, kelime, belirteç ile doldurulabilir. 
Memorization (Ezber) : Öğrencilere ana dillerindeki karşılıklarıyla birlikte hedef dilde kelimeler verilip ezberlemeleri istenir. Aynı şekilde fiil çekimleri gibi dilbilgisi kural ve yapıları da ezberletilebilir. 
Use Words in Sentences (Cümlelerde kelimeler kullanma) : Bir kelimenin anlamını ve kullanım yerini kavradığını göstermek için öğrenciler kelimenin geçtiği cümleler oluşturabilirler. 
Composition (kompozisyon) : Öğretmen konu verir ve öğrenciler hedef dilde bir metin yazar. Konu derste işlenen okuma parçasındaki fikirler hakkında olabilir. Bazen metin yerine özet de (precis) istenebilir. 
SONUÇLAR : 
1.Yazılı edebi metinleri okuyabilmek için hedef dil öğrenmek önemli dir.Hedef dilin kültürü önemlidir. 
2.Edebiyat ve güzel sanatlar kullanılarak kültür verilir. 
3.Çeviri yaparak pratik sağlanır. 
4.Okuma parçalarından değişik türlerde sorular çıkarılarak öğrenme geliştirilir. 
5.Grammar yapıları kesin kurallarla (deductively) verilir.

Sunday, January 10, 2016

Blogs are Necessary for Education



Blogs are Necessary for Education

Blogs have been used in educational settings in a number of different ways and have many positive effects for learning and teaching.
Blogs , espcially , educational blogs “E- blogs” were created for students and teachers alike and are growing in popularity and they provide many advantages not only for students but also for teachers. Educational blogs are used to allow educators to interact with students from any location.
Shared ideas by teachers through blogs is a promising way to communicate teaching opinions and allows multicultural teaching methods to be disseminated. The blogs that tell the educator how to use technology within the classroom are informative as many teachers would have no idea about such teaching methods. Some of the advantages of this kind of blogs are :

• Openly discuss educational issues, particularly related to learning technology
• Allow individual bloggers the opportunity to share their posts with an audience beyond their own blog
• Share discoveries, resources, accomplishments, excitement and areas of interest
• Present ideas for integration of learning technology into the curriculum
• Provide technical assistance to other teachers and trainee practitioners
• Promote Critical and analytical thinking
• Promote Creative, Intuitive and Associational thinking
• Promote Analogical thinking
• Potential for increased access and exposure to quality information
• Combination of solitary and social interaction.

In conclusion, we live in a time that almost nothing can be done without using computer and blogs are one of the most important tools in education for both students and teachers

References :

COMMUNITY LANGUAGE LEARNING (CLL)


1. Learning Theory: CLL advocates a holistic approach to language learning. "True human learning" is both cognitive and affective. This is termed "whole person learning". A group of ideas concerning the psychological requirements for successful and "non-defensive” learning are collected under the acronym (SARD).
S A R D

Security Attention & Aggression Retention & Reflection Discrimination
Security: Students should feel secure to enter into a successful learning experience. Classroom atmosphere, students' relations with each other, teacher's attitude to students all affect students' feelings of security.
Attention: Attention is the learner's involvement in learning.
Aggression: is to show what has been learnt for "self-assertion” like a child who tries to show what he/she has learnt. The child tries to prove the things he/she has learnt.
Retention: If the "whole person" is involved in the learning process, what is retained is internalised and becomes a part of the learner's "new persona" in the foreign language. The material should neither be too old nor be too new or conversely too familiar. Retention will best take place somewhere in between novelty and familiarity.
Reflection: Students need quiet reflection time in order to learn. The teacher reads the text for three times and the students relax and listen for reflection. Students also listen to their own voice from the tape for reflection.
Discrimination: Students should discriminate the similarities and the differences among target language forms by listening to themselves and the teacher carefully. They should also listen to discriminate if what they say is similar or different from what the teacher says.
E.g. Similarity:
Present Continuous: She is studying French
Past Continuous: Tom was cooking. (In Both tenses "-ing" is used)
Difference:
John visited his uncle (regular verb)
John bought a new car (irregular verb)
2. Language Theory: Language is for communication. Language is for developing creative thinking. Culture is integrated with language. The focus shifts from grammar and sentence formation to a "sharing and belonging between persons". Language is what you learn and share with others. Students should trust the learning process, the teacher and the others.
3. Culture: Knowing the target culture is important to be successful in communication. Culture is integrated with language. Social life style, art, literature, customs, habits should be learnt.
4. Teacher's Role: T's initial role is that of a counsellor. The teacher tries to remove the threatening factors in the classroom. Even the teacher stands behind the students to reduce because the teacher's superior knowledge and his existence are also threatening factors.
5. Students' Role: Initially the learner is dependent on the teacher. As s/he goes on studying the language he becomes more and more independent.
6. Interactions: st-st, T-st interactions occur in the classroom. In addition, group work, and pair
work tasks are carried out by students. Usually the teacher physically removes himself/herself from the circle in order to increase st-st interactions.
7. Vocabulary Teaching: Literal native language equivalents are given to the target language in order to teach their meanings. This makes meaning clear.
8. Grammar Teaching: Large chunks are analysed by means of equivalents in L1. It can be explicit when necessary.
9. Materials: A textbook is not considered necessary. Materials may be developed by the teacher as the course develops. Materials depend on students' needs. Conversations are generated by the students depending on what they want to say in the target language.
10. Syllabus: CLL does not use a conversational language syllabus, which sets out in advance the grammar, vocabulary, and other language items to be taught and the order in which they will be covered. Syllabus is developed in terms of students' communication needs.
11. Role of L1: Students' security is initially enhanced by using their native language. Where possible, literal native language equivalents are given to the target language words that have been transcribed. This makes their meaning clear and allows students to combine the target language words in different ways to create new sentences. Directions in class, students' expressions of feelings are in L1. In later steps, more and more L2 is used.
12. Evaluation: A teacher-made classroom test would be an integrative test rather than a discrete-
point test. Students are asked to write a paragraph or they can be given an oral interview.
13. Goals and Objectives: Students should learn how to use the target language communicatively. Students should learn about their own learning to take an increasing responsibility about it. Non-defensive learning is the result when the teacher and the students treat each other as a whole person.
14. Error Correction: The error is treated in a non-threatening way. The teacher repeats the correct form without calling further attention to the error and the owner of the error.
15. Sts' Feelings: Students' feelings are considered extremely important. One regular activity is getting feedback from students' about their feelings; how they feeling about learning a foreign language. Negative feelings may block students' learning. Security is basic. Clear instructions, enough time, should be given to the individual for the respond.
16. Techniques:
A) Transcription: The teacher writes the L1 equivalent of the text in the target language on the board or a poster-sized paper in order to be able to refer later. Students copy them in their notebooks.
B) Reflection on Experience: Students tell about their feelings about language learning
experience.
C) Reflective Listening: Students relax and listen to their own voices speaking the target language on the tape. The teacher may also read the transcript while students are listening.
D) Human Computer: The teacher repeats the correct form as many times as the students
need. The teacher never corrects the student's error. Only repeats the correct form.
E) Small Group Tasks: Students learn from each other. Also small groups can let students
know each other well.

17. Skills: In the early stages, students design the syllabus. They decide what they want to say in
L2. The most important skills are listening comprehension and speaking. Reading and writing
are also worked on.